Uygur Devleti, 744 yılında Göktürk Devleti’nin çöküşünden sonra Orta Asya’da kurulan güçlü bir Türk devletidir.
Başkentleri önce Karabalgasun (Ordu-Baliq), sonra değişik bölgelerde merkezi otoriteye bağlı olarak yönetilmiştir.
Uygurlar, hem göçebe hem yarı yerleşik yaşam tarzını benimsemiş, tarım, hayvancılık ve ticaretle ekonomilerini geliştirmişlerdir.
Sözlü kültürleri, Türeyiş ve Göç Destanları gibi önemli eserlerle, kahramanlık, göçebe yaşam ve devletleşme anlayışını nesiller boyu aktarmıştır.
Kurucusu Kutlug Bilge Kül Kağan’dır; 744 yılında Göktürklerin yıkıntıları üzerinden bağımsızlığı sağlamıştır.
Uygur Devleti, merkeziyetçi bir yapı ile yönetilmiş, kağan otoritesi güçlüdür.
Önemli kağanlar: Kutlug Bilge Kül Kağan, Bayanchur Kağan ve Moyanchur Kağan dönemlerinde devlet ekonomik, askeri ve kültürel açıdan güçlenmiştir.
Uygurlar, göçebe geleneklerini sürdürürken şehirleşmeye ve tarıma da yönelmişlerdir.
Orduları atlı birliklerden oluşmuş ve hem göçebe hem yerleşik toplulukları denetleyecek şekilde organize edilmiştir.
Boylar ve kabileler kağanın yetkisine bağlıdır; vergi ve asker yükümlülükleri merkezi otoriteyi destekler.
Uygurlar, Maniheizm, Budizm ve Hristiyanlık gibi farklı dinleri benimsemiş, çok kültürlü bir toplumsal yapıya sahip olmuştur.
Yazılı kültür ve sanat gelişmiş, Uygur alfabesi Göktürk yazısından türetilmiştir.
Türeyiş ve Göç Destanları, Göktürklerden devralınan kahramanlık, köken ve göçebe yaşam temalarını sürdürmüş ve Uygur döneminde de halk arasında önemli bir kültürel miras olmuştur.
Uygurlar, Orta Asya’da önemli bir ticaret ağı kurmuş, İpek Yolu’nu kontrol ederek ekonomik güç kazanmışlardır.
Tarım, hayvancılık ve el sanatlarıyla şehirleşmiş bölgelerde ekonomik çeşitlilik sağlanmıştır.
Ticaret sayesinde hem Çin hem de İslam dünyasıyla yoğun kültürel ve ekonomik etkileşim gerçekleşmiştir.
840 yılında Kırgızlar tarafından yıkılmış ve Uygur Devleti parçalanmıştır.
Göçebe ve yerleşik kültürleri birleştirmeleri, Orta Asya’da sonraki Türk devletleri için model teşkil etmiştir.
Uygurlar, yazılı kültür, sanat, dinî çeşitlilik ve destan mirası ile bölgedeki kültürel zenginliği güçlendirmiştir.
| Uygur Devleti | 744–840 yılları arasında Orta Asya’da Göktürklerden sonra kurulan güçlü Türk devleti; hem göçebe hem yarı yerleşik yaşamı benimsemiştir. |
| Kutlug Bilge Kül Kağan | Uygur Devleti’nin kurucusu; merkezi otoriteyi tesis etmiş ve bağımsızlığı sağlamıştır. |
| Bayanchur Kağan | Uygur Devleti’ni güçlendiren kağan; ekonomik ve askeri yapıyı geliştirmiştir. |
| Toplumsal ve Askeri Yapı | Göçebe ve yarı yerleşik toplum; boylar kağana bağlı, ordular atlı birliklerden oluşur. |
| Kültürel ve Dini Yapı | Maniheizm, Budizm ve Hristiyanlık etkisi; Uygur alfabesi, yazılı kültür ve sanat gelişmiştir. |
| Türeyiş ve Göç Destanları | Uygurların sözlü kültüründe önemli; köken, kahramanlık ve göçebe yaşam anlayışını aktarır. |
| Ekonomi ve Ticaret | Tarım, hayvancılık, el sanatları ve İpek Yolu ticareti ile ekonomik güç kazanılmıştır. |
| Devletin Sonu ve Etkiler | 840’ta Kırgızlar tarafından yıkılmış; yazılı kültür, sanat ve çok kültürlü yapı sonraki Türk devletlerine örnek olmuştur. |